27.03.2019, 17:12

VEFASIZLIK VE KİBİR

Yazımıza bir şiirimizin ilk beyitiyle başlayalım.

Gören var mı, süren var mı sefayı?

Ben eremedim bulan var mı vefayı?

Maalesef bu çağın en büyük çıkmazı vefasızlıktır.

VEFA: Sözünde durma, sadakat, bağlılık, verilen sözü yerine getirmektir. DOSTLUK VE MUHABBETE SEBAT ETMEKTİR.

Bu özelliklere sadık olanlara vefakar denir. Zıttı ise vefasızlıktır.

VEFASIZ: Verdiği sözde durmayan, sahtekarlık edenlere söylenir.

Vefakar ve Fedakar: Sözünde, sevgisinde duranlardır.

-*-*-*-

Vefasızlığın temelinde yatan kibir ve büyüklenmedir. ULAŞILMAYAN İNSAN havalarına girmeleri yatar.

NABÎ şiirinde kibirliliği şöyle anlatır:

"Çokta mağrur olma, kim meyhane-i ikbalde

Biz hezaren mest-i mağrurun humarın görmüşüz."

Açıklaması: Geldiğin mevkilerde çok gururlanma. Çünkü biz gururdan sarhoş olanları (başı dönenlerin) binlercesini daha sonra (mevkisini kaybedince) sersemlemiş halde görürüz.

*-*-*-*

Sözünde durmayanlara baktığımızda geldikleri mevki ve makamlarda "ULAŞILMAYAN KİŞİ OLMA" takıntıları olmasıdır. Bir makama gelenler geçmişlerini pek çabuk unutarak vefasızlık örneği sergilerler. Bilmezler ki, ulaştıkları makam birer emanettir. "MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİLDİR" sözü sanki onlar için söylenmemiştir.

Beklentisi olanlar şunu bilmeleri gerekir ki, hiç bir zaman aşırı beklentiye girilmeyeceğini. Hz. Ali efendimizin sözünü hep hatırlasalar kemale ererlerdi. "Bir şeyi aşırı derecede sevmeyiniz, belki kötü olursunuz. Bir şeye de aşırı derecede kızmayın, belki sonra iyi olursunuz."

FUZULİ'nin şu sözünü hemen hepimiz duymuşuzdur.

"Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge,

Ne açar kapım bad-ı sabadan gayrı"

Vefasız insanlar incittiklerini, açtıkları yaraları bir bilebilseler, acaba verdikleri sözü unuturlar mıydı?

Mehmet Akif sözünde durmayan arkadaşına şöyle diyordu; "BEN SÖZ VERDİM" Bir daha o arkadaşıyla konuşmamıştır.

Vefasız insan kalbi bir yere odaklanmış, bir yere bağlanmış kişilerdir. Tek amaçları vardır. Ulaşmak, ulaşmak, ulaşmak... Kalpleri mühürlü, sevgiye, güzelliğe gönül almaya kapalıdır.

*-*-*-*

Vefasızlığın artması insanların arasında güven duygusunu zedelemiştir. Kuran-ı Kerim doğruluğu, dürüstlüğü emretmesine rağmen önce müslümanlar birbirlerine güven duygusunu yitirdiler. Herkes verilen söze kuşkuyla bakar oldu. Kim veya kimler, toplumu bu hale getirdi? Siyasiler mi, siyasetin yapısı mı, hatır saymanın öne geçtiği mi?

Ecdadımız hatır bilen, gönülden anlayan, vefakar, fedakar, kadir şinas insanlardı.

Siyasilerin veya siyasetin AYAK TAKIMININ faturası toplumumuza soktuğu söylenen Kanuni'nin damadı ve sadrazam Rüstem Paşa'ya kesenler bilsinler ki, Rüstem Paşa hatasını katliyle ödemiştir.

Yorumlar (1)
Nusret Akarkaya 4 yıl önce
yaşar ekenel bey , beni hatırladınız mı !?
Günün Anketi Tümü
Yayın politikamızdan memnun musunuz?
Yayın politikamızdan memnun musunuz?