06.03.2017, 08:34

Ezanla Uğraşıldığı Kadar

Bu ül­ke­de ezan­la uğ­ra­şıl­dı­ğı kadar mu­sal­lat olun­muş ve hâlâ tem­cid pi­la­vı gibi ısı­tı­lıp ısı­tı­lıp gün­de­me ge­ti­ri­len bir konu zor bu­lu­nur. Yet­miş sene ev­ve­li­ne kadar Türk­çe­leş­ti­ri­len eza­nın as­lı­na uygun okun­ma­sı­nı bu mil­let 13 sene bek­le­di. 


Bir sı­kın­tı­yı hal­le­der­sin, ye­ni­si çıkar kar­şı­nı­za. Şimdi de yük­sek fre­kans­la oku­nan ezan ba­zı­la­rı­nı ra­hat­sız edi­yor. Selâ, veren mü­ez­zi­nin di­li­ni kes­me­ye kal­kan­lar bu ül­ke­nin va­tan­da­şı­dır. Bu ezan ko­nu­su dünde vardı, bu­gün­de var, ya­rın­da ola­cak. Zira eza­nın­da öte­sin­de HİLAL VE HAÇ kav­ga­sı­dır. Kudüs'te oku­nan ezan İsrail'i ra­hat­sız edi­yor. Zira ezan sesi çan se­si­ni göl­ge­de bı­ra­kı­yor. Bos­na-Her­sek'te MOS­TAR ka­sa­ba­sın­da çan ku­le­le­ri mi­na­re­ler­den çok uzun. Şeh­rin her ye­rin­den önce çan ku­le­le­ri gö­zü­kü­yor. Reh­be­ri­miz, an­lat­tı. Mi­na­re­ler­den kısa ka­lı­yor diye çan ku­le­le­ri­ne ilave ya­pıl­mış. Ame­ri­ka'daki mes­cid ola­rak açı­lan yer­ler­de mi­na­re yok, ezan mes­cid içe­ri­sin­de oku­nu­yor. Av­ru­pa'da da mi­na­re­ye izin ve­ril­mi­yor. İşte bizim içi­miz­de ezan­la uğ­ra­şan­lar­da Av­ru­pa'nın kuk­la­la­rı­dır. 


Ezan İslam ale­min­de say­gıy­la din­le­nir. Değil iş yap­mak, ko­nuş­mak bile hoş kar­şı­lan­maz. Huşû ile din­len­me­si sün­net­tir. Der­ler ki her canlı ezanı din­ler, bül­bül bile su­sar­mış. Bir araya gelen av­cı­la­rın soh­be­ti­ni din­le­dim. An­la­tı­la­nın biri çok en­te­re­san­dı. Til­ki­ler sabah ezanı oku­nur­ken arka ayak­la­rı üze­ri­ne kal­kar, ön ayak­la­rı­nı ku­lak­la­rı­na koyar ve ezanı din­ler­miş. Diğer av­cı­lar­da bunu doğ­ru­la­dı. Böyle bir ezan din­le­yen til­ki­yi av­cı­nın biri vur­muş, evine ge­lin­ce so­ba­nın üze­rin­de­ki kay­nar suyun ço­cu­ğu­nun üze­ri­ne dö­kül­me­siy­le çocuk ölmüş. 


Ma­ka­mı­na uygun oku­nan ezan in­san­la­rı mest eder. Ma­ne­vi bir haz verir. An­la­tı­lan bir kıs­sa­dır. Mu­se­vi bir kişi yolda gi­der­ken, ezan duyar o kadar duy­gu­la­nır ki İslam'a geç­me­ye bile dü­şü­nür­ken bir başka ezan sesi daha du­yun­ca fik­rin­den vaz geçer ve ikin­ci mü­ez­zi­ne bah­şiş verir. Ve der ki: "Ön­ce­ki duy­du­ğum ezan az kal­sın beni di­nim­den ede­cek­ti." 


Ba­lı­ke­sir Paşa Ca­mi­in­de bir Cuma na­ma­zı kıl­dım. Ma­ka­ma vakıf mü­ez­zi­nin oku­du­ğu ezan, ce­ma­ati mest et­miş­ti. İşte cuma na­ma­zı bu dedim. Bos­na-Her­kes'te mer­kez ca­mi­in­de Cuma na­ma­zı kıl­mak nasip oldu. 


Mü­ez­zin mah­fi­li­ne çık­tım. Yirmi kadar kır­mı­zı fes vardı. Her gelen genç bu fesi ba­şı­na ko­yu­yor. İyi eği­tim almış genç­le­rin oku­du­ğu ezan ve ila­hi­ler gör­me­ye de­ğer­di. 
Ku­düs­te İsrail as­ker­le­ri kont­ro­lün­de Mes­cid-i Aksa'ya tur­ni­ke­ler­den gi­ri­li­yor. Sabah ezanı okun­ma­ya baş­la­dı mı ki­li­se­nin ça­nı­da çal­ma­ya baş­lı­yor, mi­sil­le­me ola­rak. Ama illa ezan sesi. 


Ke­çe­ci­za­de Fuat Paşa'nın de­di­ği gibi "Ne dı­şar­da­ki ke­fe­re­ler, nede içi­miz­de­ki iş bir­lik­çi­le­ri Allah'ın iz­niy­le bu ezan se­si­ni sus­tu­ra­ma­ya­cak­tır." 
Müzik ve beste ile devam ede­ce­ğiz. 
Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Yayın politikamızdan memnun musunuz?
Yayın politikamızdan memnun musunuz?