30.07.2016, 10:05
Mehmet Ali Alan’a Açık Mektup
Rahmetli Doktor Mehmet Ali Alan’la Devlet Hastanesinde göreve başladığı 1974 yılında tanışmıştık.
Benim fakülte bitirme tezim Siyonizm ve masonluk olduğu için doktorumuzu zevkle dinlerdim. Derin bir bilgiye, güçlü bir zekâya sahipti. Yemekte bile kendine bir buçuk söyler, anlatmaktan yemeği unutur, etrafına dağıtırdı.
Konu ne zaman Fethullah Gülen’e gelse “Bu şahsın uluslararası güçlere ajanlık yaptığını, din adamı olamayacağını, İslam’ı kullandığını ve bir gün bu ülkenin başına belâ olacağını söylerdi.
Taa otuz yıl evvel. En çok tekrarladığı da Fethullah Gülen’in “Bana Cebrail sen siyasete gireceksin diye vahiy getirse yine girmem.” sözüne “Sen kim oluyorsun da Cebrail vahiy getiriyor.” diye tepki gösterirdi. Bende o tarihlerde Fethullah Gülen hakkında gazetelerde çıkan küpürleri kendisine vermiştim. Allah rahmet eylesin. Keşke bu günleri görebilseydi. Mehmet Ali Alan bir kahin değildi. Sezgisi çok güçlüydü.
1- O zamanlar doktorumu hayalci bulanların söyleyeceği bir söz var mı?
2- Doktorum gibi çok kişilerin bildiğini devletin üst kademesi bilmiyor muydu?
Bor’dan bir otobüs Suriye gezisine gitmiştik. Gaziantep’te Sunguroğlu Özel Kolejinde misafir edildik. Yarı yıl tatiliydi. (Ocak sonu) Okulda en aşağı yüzün üzerinde ortaokul öğrencisi kampa alınmıştı. Bu kampa alma olayı tüm vilâyetlerde olmaktaydı.
İşte dünün o çocukları bu günün hakimi, savcısı, öğretmeni, subayı...
İşte dünün o çocukları bu günün hakimi, savcısı, öğretmeni, subayı...
Bunların gelecekte ülke için potansiyel bir güç olacağı yetkililerin hiç dikkatini çekmedi mi?
Arkadaşım anlatıyor: “Benim öğretmen oğlanı evlendireceğiz. Münasip bir aday arıyoruz. Filanın kızını tavsiye ettiler. Çok dindar, terbiyeli, tesettürlü, ağır başlı dediler.
Talip olduk. Aileler çok olumlu karşıladılar. Kızla oğlan görüşsün dendi. Görüştüler. Netice olumlu. Ancak kız diyor ki: “Bir de ablalarıma danışayım.” ablalar kim diye araştırdık. Karşımıza cemaat çıktı. “Daha şimdiden anne babasını ikinci plâna atan kızdan fayda gelmez dedik ve vazgeçtik.”
Neticede gözüken köy kılavuz istemezmiş.
