Türkiye’de En Sık Kalp Rahatsızlığı Görülüyor

Niğde İl Sağlık Müdürü Dr. Ertan Değirmencioğlu, "Dünya Kalp Sağlığı Haftası" kapsamında yaptığı açıklamada, kalp ve damar hastalıklarının ve özellikle kalp krizinin Türkiye'de en sık görüldüğünü belirtti.

SAĞLIK 20.04.2018, 10:58 20.04.2018, 10:58
Türkiye’de En Sık Kalp Rahatsızlığı Görülüyor

Niğde İl Sağlık Müdürü Dr. Ertan Değirmencioğlu, "Dünya Kalp Sağlığı Haftası" kapsamında yaptığı açıklamada, kalp ve damar hastalıklarının ve özellikle kalp krizinin Türkiye'de en sık görüldüğünü belirtti.

 

Sağlık Müdürü Dr. Ertan Değirmencioğlu; “21. yüzyılda dünyada eğitim ve gelir düzeyindeki yükselme, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, bulaşıcı hastalıkların kontrolü gibi etkenlerin sağlanması ile birlikte doğumda beklenen yaşam süresi artarak 70’lere ulaşmıştır. Endüstrileşme, doğumda beklenen yaşın yükselmesi ve bulaşıcı hastalıklarla yapılan savaş sonrası tüm dünyada ve ülkemizde kronik hastalıkların en önemli ölüm ve sakatlık sebebi olması nedeniyle sağlık alanında yeni yaklaşımlar geliştirilmesi gündeme gelmiştir. Kronik hastalıklar “tam olarak tedavi edilemeyen ve iyileşme göstermeyen uzamış durumlar” olarak tanımlanmaktadır. Kronik hastalıklar dünyada hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde hızla artmakta, var olan sağlık hizmetlerini zorlamakta ve sağlığa ayrılan bütçenin büyük bölümünü kapsamaktadır. Kronik hastalıkların risk faktörleri ile mücadele, ulusal politikalar ve uzun vadeli stratejiler geliştirilerek ortak vizyon ve yol haritası ortaya koymak önemlidir.” dedi.

 

 ‘Küresel Kardiyovasküler Hastalık Yükü’ çalışmasına göre kardiyovasküler hastalıklar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde arttığını belirten Değirmencioğlu, Bu artışın dünya genelinde kadınlarda binde 78, erkeklerde 106 iken gelişmekte olan ülkelerde kadınlarda binde 107 ve erkeklerde binde 124 olduğunu ifade etti.

 

Müdür Değirmencioğlu; “Ülkemizde yapılan ‘Türkiye Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Sıklığı Çalışması’na göre en önemli bulaşıcı olmayan hastalıklar kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve KOAH (Kronik bronşit, astım, amfizem) olarak saptanmıştır. Ulusal Hastalık Yükü-Maliyet Etkilik Çalışması’nın sonuçları Türkiye’de yaklaşık 3 milyon koroner kalp hastası bulunduğunu ve her 7 kişiden birinin de kalp krizi riskiyle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Sigara, hipertansiyon, şeker hastalığı, yüksek trigliserid-kolesterol düzeyi, obezite, metabolik sendrom, diyabet, fiziksel aktivitenin yetersiz oluşu, tuz tüketimi ve alkol kullanımı ile yaş, cinsiyet ve aile hikayesi kardiyovasküler hastalıklar açısından bilinen risk faktörleridir. Sigara kullanımı, kalp hastalıklarına, inmeye (felç), akciğer hastalıklarına ve çeşitli kanserlere neden olmaktadır. Bu risk etmenlerinin bir bölümü genetik olmakla birlikte birçoğu çevresel ve önlenebilir risk faktörleridir. Dünya Sağlık Örgütü’nün Küresel Hastalık Yükü çalışmasının sonuçlarına göre tütün ve tütün ürünleri her 10 kardiyovasküler (kalp ve damar hastalığı) hastalığın birinin sebebi olduğu belirlenmiştir. Aynı çalışmanın sonuçlarına göre, inmelerin beşte biri ve iskemik kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin yüzde 16’sı şeker hastalığına; İnmelerin yarısı ve iskemik kalp hastalığına bağlı her 10 ölümden dördü yüksek tansiyona bağlı gelişmektedir. Meyve ve sebzenin yeterli tüketilmemesi inmeye bağlı her on ölümden birini, iskemik kalp hastalığına bağlı ölümlerin yüzde 16’sına neden olduğu belirlenmiştir. Yine kalp hastalıklarının üçte biri yüksek kolesterolle, yüzde 23’ü şişmanlık ile ve yüzde 30’u yetersiz hareket ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Bu risklerin bir arada olduğu durumlarda ise kardiyovasküler hastalıklar ve bu hastalıklara bağlı ölümler artmaktadır.

Ülkemizde en önemli ölüm ve sakatlık sebebi olan ve ileri düzeyde ekonomik kayıplara sebep olan Kalp ve Damar Hastalıkları ile mücadelenin en etkili ve en maliyet-etkin yolunun kardiyovasküler hastalıkların toplum tarafından bilinmesi, hastalığa karşı korunma sağlanmasıdır.” diye konuştu.

 

Kaynak: Borunsesi.com | İlçemizin Gerçek Sesi
Yorumlar (0)