Gürer, “Meslek hastalıkları çeşitlenerek artıyor”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in ‘Meslek hastalıklarının azaltılmasına yönelik çalışmalar ile 2013-2018 yılları arasında meslek hastalığı tanısı konulan ve yaşamını yitiren kişilere ilişkin’ Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yanıtlanması istemiyle yöneltmiş olduğu yazılı soru önergesine Bakan’dan yanıt geldi.

SİYASET 15.07.2019, 18:22 13.09.2019, 01:19
Gürer, “Meslek hastalıkları çeşitlenerek artıyor”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in ‘Meslek hastalıklarının azaltılmasına yönelik çalışmalar ile 2013-2018 yılları arasında meslek hastalığı tanısı konulan ve yaşamını yitiren kişilere ilişkin’ Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından yanıtlanması istemiyle yöneltmiş olduğu yazılı soru önergesine Bakan’dan yanıt geldi.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ülkemizde ortalama 100 bin ile 300 bin arası çalışanın meslek hastalığına yakalandığını, açıklamalara göre ise her yıl ortalama 15 bin işçinin meslek hastalıklarına bağlı olarak hayatını kaybettiğini belirtti. Türkiye’de meslek hastalıklarına karşı alınan önlemlerin yetersiz kaldığına dikkat çeken Gürer, “Meslek hastalıkları ile ilgili tedavi veren sadece iki hastane mevcuttur. Meslek  hastalıkları dijital çağ ile çeşitlenmiştir. Bu bağlamda ülkemizde gereken önlemler ne yazık ki kağıt üzerinde kalmaktadır” dedi.

Gürer, “2013-2018 yılları arasında meslek hastalığı tanısı konulan kişi sayısı kaçtır? Bu hastalıklar hangileridir? Meslek hastalığı tanısı konularak yaşamını yitirenlerin sayısı kaçtır? Bakanlığınızca meslek hastalıklarının engellenmesi-azaltılması yönünde çalışma yapılmakta mıdır?” şeklindeki sorularını yöneltti.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in yöneltmiş olduğu sorulara yanıt veren Aile, Çalışma Ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, İş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi, iş sağlığı ve güvenliği alanında yaşanan sorunlara kalıcı çözümler getirilmesi amacıyla ilgili kamu kurum/kuruluşlarının ve sosyal tarafların görüşünün alındığını söyledi. Bakan Selçuk, “Bakanlığımız tarafından hazırlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, 30.06.2012'de Resmi Gazete ‘de yayımlanmış olup iş sağlığı ve güvenliği konusu ilk kez müstakil bir düzenleme ile ele alınmıştır. Akabinde milli gereksinimler ve dünya uygulamaları da değerlendirilerek önleme yaklaşımı ve çalışanların katılımını da öngören alt düzenlemeler peyderpey yayımlanarak yürürlüğe girmiştir” dedi.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Bakan’ın ifadelerinin pratikle örtüşmediğine dikkat çekerek, yasa uygulamalarının ötelenerek, iş cinayetlerinde Dünya üçüncüsü, Avrupa birincisi olan ülkemizin, meslek hastalıklarında da artışlar yaşandığını ifade etti.

Alt düzenlemeler arasında yapı ve maden işyerlerinde alınması gereken sağlık ve güvenlik tedbirlerini içeren sektör odaklı mevzuatın yanı sıra işyerlerinde iş ekipmanlarının ve ekranlı araçların güvenli kullanımı; elle taşıma işlerinde sağlık ve güvenlik; işyeri bina ve eklentilerinde alınacak tedbirler; biyolojik ve kimyasal etkenlere maruziyet riskinin bulunduğu ve/veya asbest ve patlayıcı ortamların bulunduğu işyerlerinde sağlıklı ve güvenli çalışma için alınacak tedbirler ile acil durumlarda tahliye vs. hususların düzenlendiği alt mevzuatların da mevcut olduğunu söyledi. Bakan Selçuk, “Ayrıca önleyici yaklaşımın temelini oluşturan işyerinde risk değerlendirmesinin nasıl yapılacağı, çalışanlara verilmesi gereken iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin kapsamı, kişisel koruyucu donanımların çalışanlarca nasıl kullanılacağı gibi hususlar da mevzuat kapsamında detaylı olarak düzenlenmiştir” dedi.

Sağlık Bakanlığı ile ortaklaşa yürütülen ve amacı meslek hastalıkları konusunda ilgili tarafları ve toplumu duyarlı hale getirmek olan Türkiye'de Meslek Hastalıkları Konusunda Tespit, Tam ve İSG Profesyonellerinin Duyarlılığının Arttırılması Projesinin 1. Aşamasında (2011), meslek hastalıkları konusunda ilgili tarafların ve toplumun daha duyarlı hale getirilmesi amacıyla 22 ilde 1682 sosyal taraf, 2623 hekim ve diğer sağlık çalışanına ulaşıldığı da ifade etti. Bakan Selçuk, “Projenin 2. Aşamasında (2012), Sağlık Bakanlığına bağlı 68 eğitim ve araştırma hastanesinde çeşitli branşlarda (nöroloji, dermatoloji, kulak-burun-boğaz, göğüs hastalıkları, dahiliye, fizik tedavi ve rehabilitasyon) belirlenen hekimlerden, sağlık kurulu raporlarım düzenlemek üzere, yetkili hastanelerin sağlık kurulunda görev alacaklara yönelik eğitimler tamamlanmıştır. Projenin 3. Aşamasında ( 2013) ise 19 şehir, 21 devlet ve üniversite hastanesi hekimlerine eğitimler düzenlenmiştir. Proje kapsamında Meslek Hastalıkları Tanı Rehberi'nin basımı ve ücretsiz dağıtımı gerçekleştirilmiş, meslek hastalıkları afişleri basılmıştır” dedi.

Bakan Selçuk devamında, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının azaltılması için ön koşul olan iş sağlığı ve güvenliği kültürünün ve bilincinin oluşturulması amacıyla iş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin alınması, toplumun sağlık ve güvenlik konularında duyarlılaştırılması ile bilgilendirilmesi, mevzuatın etkin uygulanmasının sağlanması için çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti.

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasasının değişikliklere uğratılmasına rağmen sorunların artarak devam ettiğini ifade etti. Ülkemizde genel durumun irdelenip incelenmesi ve alınacak önlemlerinde saptanması gerekirken Bakanlığın bu konuda olduğu yerde saydığını söyleyen Gürer, “2013-2018 yılları arasında meslek hastalığı tanısı konulan kişi sayısı kaçtır? Bu hastalıklar hangileridir? Meslek hastalığı tanısı konularak yaşamını yitirenlerin sayısı kaçtır? Bakanlığınızca meslek hastalıklarının engellenmesi-azaltılması yönünde çalışma yapılmakta mıdır? Bu sorulara Sayın Bakan’ın cevap vermesini istiyorum” dedi.

AKP iktidarlarında, var olan mevzuatı izleyecek, takip edecek, denetleyecek ve bu yönde eksik olan uygulamaları giderecek bir yaklaşımın olmadığını ifade eden CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Her yıl iş ve meslek hastalık ya da kazaları artıyor, Bakanlık adres olarak mevzuatı gösteriyor, demek ki bu mevzuatlar ne kadar ihtiyaca cevap verecek biçimde hazırlansa da uygulamada sorun var. Verilen eğitimlerin  yansıması süreç içinde  faydası mutlaka olacaktır ancak öncelikle meslek hastalığını yaratan koşullar ve tanımlamada  bir yaklaşımın sağlanması şarttır. Örneğin çağrı merkezi çalışanlarının  sürekli  konuşarak yaptıkları işle yaşadıkları sorun ve oluşan problemleri hangi tanı ve tanımlama içinde  ele alıp sürekli oturma ve  konuşma ile duyu organlarının kullanılmasının yaratacağı sorunun ölçümünü hangi kurum yapacaktır” dedi.

 

 

Kaynak: Borunsesi.com | İlçemizin Gerçek Sesi
Yorumlar (0)