15.10.2016, 11:04

Milli Duygulardan Uzak Milli Takım

Geçtiğimiz hafta son kez yazının başlığında ki savımın sağlamasını yapar yönde gelişimlere şahit olduk. Önceden heyecan hat safhada beklediğimiz ve böylesi itirazlar olmadığı, şimdi ki gibi adaletsizlik olduğu hiçbir platformda ses bulmayan aday kadro açıklanmalarından tutunda maç günü yaşadığımız duygu halleri, maçı bekleyiş, izleyiş ve maçın sonunda konuşulanlardan şimdi neredeyse eser yok.

Futbolcuların geçmişte milli duyguları en yoğun şekilde ifa ettiği içinde ki isteği ve azmi sahaya netice olarak yansıtamasa dahi içinde taşıdığı heyecanın yerini primler, teşvikler, torpilli menejerler olduğuna dair spekilasyonlar aldı. Bugün bir futbolcu çıkıp basın mensuplarına ayan beyan yatırılması gereken primim yatırılmadı diyebiliyor. Esasen daha çok kızılması gereken bunu yapan futbolcu değil sistemin bu hali almasına sebep olan idareciler olduğunu es geçmemek gerek. 

Milli takım, adı üzerinde milli; bilhassa ülke için, vatanın için, milletin için, göğüsünde taşıdığın ay-yıldızlı bayrağın beşeriyeti için o formayı giyiyor olmak gerekirken bugün milli duygulardan uzaklaştığının sağlamasını hemen her organizasyonda gösteren hadiseler “ne idik, ne olduk” dedirtmekte. Bugün bırakın gerçekten böyle bir şey olmasını kendi ülkemizin basınında “X menejerinin futbolcuları milli takımın kapısından giremez, Y menejeri orayı artık tamamen eline aldı” gibi haberleri görmek dahi geldiğimiz noktanın vehametini göstermektedir. Önceleri aday kadro açıklanıldığında futbolseverlerin %80’ine kadar “doğru kadro tercihi” yorumlarına şahit olunduğu dönemin araştırmalarında mevcutken şimdi bu oran %50’den yukarı çıkmıyor. Yabancı hoca denenmek istenildi yabancı hoca ile çalışıldı, özgün hoca modeli istenildi özgün hoca ile çalışıldı, ülke futbolumuzun kariyeri en başarı dolu hocası istenildi gene olmadı. Dünya arenasında milli takımlar bazında bir teknik direktöre ödenen en büyük parayı biz ödüyoruz, bu hususta 1. sıradayız bunu futbol ile ilgilenip bilmeyen futbolsever sayısı neredeyse yok denecek kadar az peki futbolda ki başarı hususunda dünyada kaçıncı sırada olduğumuzu bilen oranı bu denli yüksek mi? Kesinlikle değil! Neden çünkü gündemimizde başarı yok.


Sorunu sadece bireylerde aramanın hata olduğunu düşünüyorum, yanlış sistemde, yanlış merkezde. Daha evvel de farklı bir çok yazımda dile getirdim “3 Temmuz sürecinde Türk futbolunu temizlemek üzere harekete geçenler, adım adım futbolseverler in içerisinde ki futbol sevgisini temizlemekten daha öte hiçbirşey yapamadılar.” Türk futbolu ivme kaybetti. Milli takım son olarak İzlanda’ya yenildi üstelik doksan dakikalık maçta taraftarı heyecanladıracak tek bir reaksiyon dahi gösteremeden, unutmayalım 2014 yılında İzlanda’ya 3-0 yenildiğimiz maçın ardından mevcut federasyon idarelerince alınan radikal karar gereği ülkemiz futbolunun en üst statüde ki liginde yani “Süper Lig” de yabancı oyuncu sayısı kısıtlaması kaldırıldı. Bu alınan karar dahi yazının genelinde açmaya çalıştığım, başlıkta ki savıma sağlama mahiyetindedir. 

Daha güzel günlere erişebilmek ümidi ile. 

Saygılarımla.
Yorumlar (1)
İbrahim Akgün 8 yıl önce
Teşekkür ederim kardeşim bizlerin bir araya getirip söyleyemediğimiz şeyleri sen bizlerin gözü kulağı ve kalemi olmuşun iyiki varsın. Başarılarının artarak devam etmesi dileklerimle kutluyorum. Hoşça kal dostça kal canım arkadaşım. Güzel günler görmemiz dileklerimle.
Günün Anketi Tümü
Yayın politikamızdan memnun musunuz?
Yayın politikamızdan memnun musunuz?