Gürer, geçen hafta TCDD Yetkililerini uyarmıştı

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ankara’da 7 kişinin hayatını kaybettiği 46 yurttaşın da yaralandığı tren kazasının düşündürücü olduğunu söyledi. Gürer, “Çorlu’daki kazanın ardından meydana gelen kaza acımızı katlamıştır” dedi.

ULUSAL GÜNDEM 13.12.2018, 17:59 13.12.2018, 18:00
Gürer, geçen hafta  TCDD Yetkililerini uyarmıştı

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ankara’da 7 kişinin hayatını kaybettiği 46 yurttaşın da yaralandığı tren kazasının düşündürücü olduğunu söyledi. Gürer, “Çorlu’daki kazanın ardından meydana gelen kaza acımızı katlamıştır” dedi.

TCDD’nin yapısının değiştirilerek serbestleşmenin yolunun açıldığını, kurumda liyakatten uzaklaşıldığını ve kurumsal yapının bozulduğunu belirten Ömer Fethi Gürer, “Hal böyle olunca maalesef bu tür üzücü olaylar da artmaya başladı” dedi. 

TCDD’de yaşanan sorunları her fırsatta dile getirdiğini anımsatan Ömer Fethi Gürer, “Kurumda işlerin iyi gitmediğini, sorunların her geçen gün arttığını defalarca kez TBMM’de gündeme getirdim. Son 3 yıldır KİT Komisyonu toplantılarında genel müdürlere olabilecek olumsuzluklarla ilgili uyarılarda bulundum. Yazılı ve sözlü soru önergeleriyle sorunlara dikkat çektim. Kanun Teklifleri ve Meclis Araştırma önergeleriyle TCDD’de son yıllarda baş gösteren sorunların çözümüne yönelik önerilerde bulundum. Ancak ne yazık ki uyarılarımız dikkate alınmadı ve maalesef son olarak Ankara’da meydana gelen tren kazasıyla yine yüreğimiz yandı” diye konuştu. 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Ankara-Konya seferini yapan Yüksek Hızlı Trenin Yenimahalle ilçesine bağlı Marşandiz istasyonunda yol kontrolüyle görevli kılavuz tren ile çarpışması sonucu meydana gelen tren kazasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hayatını kaybeden 7 yurttaşa rahmet, yaralılara acil şifa dileyen Gürer, kazadan dolayı büyük üzüntü duyduklarını kaydetti. 

2003-2017 yıllara arasında TCDD’de meydana gelen 4 bin 141 tren kazasında bin 418 kişinin yaşamını yitirdiğini 2 bin 627 yurttaşın da yaralandığını anımsatan Ömer Fethi Gürer, bu yıl Çorlu ve Ankara’daki kazalarda ise 31 kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Kazalarda değişik sebepler aransa da en önemli nedenin kurumda meydana gelen yapısal değişiklik olduğuna dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, bu değişiklikle TCDD’de serbestleşmenin önünün açıldığını, kurumsal yapının dejenere olduğunu bu nedenle de olumsuzlukların hat safhaya ulaştığını belirtti.  

Ankara-Konya seferini yapan Yüksek Hızlı Trenin kılavuz tren ile aynı hatta buluşmasının anlaşılabilir bir durum olmadığına işaret eden Ömer Fethi Gürer, yaşanabilecek olumsuzlukları geçtiğimiz günlerde TCDD’nin faaliyetlerinin değerlendirildiği KİT Komisyonu toplantısında da gündeme getirdiğini hatırlatarak, “Toplantıdaki eleştirilerimize TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın yanıt vermiş ve ‘Hızlı tren hatlarımızın tamamı kameralarla yirmi dört saat kontrol ediliyor ve buralar kamera kontrolü, merkezden kontrol edildiği gibi hat boyu da görevli personellerimiz var. Tabii ihataların zaman zaman tahrip edilmesi dolayısıyla dışarıdan hatta girişler olabiliyor. Bunların sürekli kontrolleri devam etmektedir’ şeklindeki ifadesi tutanaklara da yansımıştı. Sayın Genel Müdürün açıklaması dikkate alındığında bu kazanın olabilirliği düşündürücüdür” şeklinde konuştu. 

Gürer, 6 Aralık 2018 tarihinde gerçekleştirilen KİT Komisyonu toplantısında TCDD’de yaşanan sorunlarla ilgili geniş bir değerlendirme de yapmıştı. Gürer bu toplantıda özetle şu ifadelere yer vermişti: “Ülkemizde Uluslararası Demiryolları Birliği ve Avrupa Birliği standartlarına göre demir yolu hatlarında 22,5 ton olması gereken dingil basıncının konvansiyonel ana hatların yüzde 33’ünde, köprü ve menzillerin yüzde 40’ında mevcut olduğu ama ağırlıklı kısmın 22,5 ton altında bulunduğu dikkate alınarak şebeke genelinde öncelik arz eden hatlardan başlamak üzere yol, tünel, köprü ve menfezlerin dingil basıncı ve gabari ölçülerinin uluslararası standartlara uygun hâle getirilmesi yönünde çalışmalar yapılıyor mu? İkincisi, serbestleştirmeyle demir yolu ulaşım yapısı kökten değiştirildi. Bununla ilgili altyapı ve taşımacılık olarak ikiye ayrıldı Devlet Demiryolları. Özelleştirme artık Avrupa’da daha önce denenip sonuç alınamayan bir uygulama. Bu yöndeki çalışmalar devam ediyor mu? Biraz evvel de söylemiştim, makinistlerin çalışma süreleri on beş saati buluyor. Bu, insanlar için bir olumsuzluk yaratıyor. Normal çalışma süreleri içinde çalışmıyorlar. Keza kadro düzenlemesi yapılmadığı için de çok mutlu olmadıklarını ifade ediyorlar. Bunlarla ilgili yasal düzenleme talebinde ben bulundum ama sizin de kurum olarak, işçi statüsünde memur olması gereken arkadaşlarla ilgili düzenleme için bakanlık düzeyinde bir çalışmanız var mı? Devlet Demiryollarının yaklaşım ve düşünce olarak varlıkları elden çıkarılan, özelleştirmeye doğru taşınan, yükü, külfeti kuruma bırakılan ve içi âdeta boşaltılan bir duruma taşındığını  düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının meslek liseleri, basım ve dikimevleri, çamaşırhaneleri, kurum eczaneleri kapatılmış, hastaneleri Sağlık Bakanlığına devredilmiş, Haydarpaşa dışındaki bütün limanları özelleştirilmiş ki Mersin Limanı özelleştirme kapsamına alındıktan sonra, acı bir durum, Singapur’dan bir kamu kuruluşu geliyor ve bizim Mersin’deki limanımızı onlar işletmeye başlıyorlar. Eleman yetersizliği nedeniyle istasyonları kapatılan ve günün belli saatleri hizmet verir duruma getirilen, atölyeleri kapatılan, işlevsizleştirilen, kurumda yeni personel alınmamasıyla personel yapısı düşen, kamusal nitelik taşıyan hizmetlerin önemli ölçüde taşeron ve hizmet alımıyla yapılan, ana hatların yüzde 20’lik kesiminde yolcu treni çalıştırmaz duruma getirilen, arazileri ihtiyaçları dikkate alınmadan elden çıkarılan, bir kısmı belediyelere devredilen, özelleştirilen, çalışan sayısı düşürülen, ana hatları yüzde 92’si tek yollu vaziyette çalışan, hızlı tren hatları dışında bir açılım göstermeyen -ki bu hızlı tren de, biliyorsunuz, hâlâ Arifiye’de 70 kilometreye düşüyor, ben hep orayı kullandığım için, treni, hâlâ o da hızlanamadı bir türlü - Ekspres Yolcu Treni, Mavi Tren seferleri bazı hatlarda kaldırılan, birkaç prestij tren dışında arazi ve binaları elden çıkarılan, istihdamın daraltıldığı bir yapıya doğru Devlet Demiryolları götürülüyor. Kamulaştırma sorunları, yatırım projelerinde yapılan kapsamlı değişiklik, maliyet artışlarındaki Sayıştay raporlarına yansıyan bilgiler, dava sayılarındaki artışlar kurumu oldukça sorunlu bir hâle taşıdı. 2 bine yakın boş lojmanınız bulunuyor. Bu anlamda Devlet Demiryollarında bir kısım lojmanlar da yıkıldı. Keza, kısım şefleri, hareket memurları, ambar memurları çoğu istasyonda artık yok. İşlev ve kimlik olarak adı var ama içi boşaltılan bir kurum. Altyapı işletmesi taşerona verilen kopuk işleticiler ve şirketler tarafından amaçlananın dışına düşen bir Demiryolları algısı var. Bunu değiştirecek çalışmalar yaparsanız, iktidara da sizin bu yolda telkinlerinizin önemli olduğunu düşünüyorum, yönlendirirseniz, özelleştirme anlayışından vazgeçip yeniden Devlet Demiryollarını kurumsal kimliğine taşırsanız memnun olacağımı ifade ediyorum…”

GÜRER, “NASIL ÇIKARTTIYSANIZ ÖYLE İNDİRİN”

CHP Milletvekili Gürer, TBMM Genel Kurulu’nda dövizdeki artış bahane edilerek zamlanan doğalgaz ve elektrik fiyatlarının düşürülmesi için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına çağrıda bulundu.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bütçesinin oylandığı Meclis Genel Kurulu’nda elektrik ve doğalgazdaki yüksek fiyat artışını gündeme getirdi.

Döviz kurlarındaki artış bahane edilerek yıl içinde yüzde 40 oranında zam yapıldığını anımsatan Ömer Fethi Gürer, kur artışı gerekçesi ortadan kalktığına göre elektrik ve doğalgazda indirime gidilip gidilmeyeceğini sordu.

Ömer Fethi Gürer’in sorusunu yanıtlayan Bakan Fatih Dönmez, fiyat artışlarında sadece döviz kurları ve enflasyonun değil maliyet artışının da etken olduğunu belirterek, maliyetin düşmesi halinde doğalgaz ve elektrik fiyatlarında indirim yapılabileceğini belirtti.

GÜRER’DEN BAKAN DÖNMEZ’E ZOR SORULAR…

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2019 yılı bütçesinin oylandığı TBMM Genel Kurulu’nda söz olarak, elektrik ve doğal faz fiyatlarındaki artış, kayıp-kaçak bedellerinin vatandaşın sırtına yüklenmesi, çiftçilerin tarımsal sulamadan kaynaklanan elektrik borçları ve doğalgazdan elektrik üreterek kamuya satan özel firmalar için belirlenen asgari ve azami limit uygulamasındaki haksız kazanç sorununu gündeme getirdi.

DOLAR ARTTI DİYE ZAMLANAN DOĞALGAZ VE ELEKTRİKTE NE ZAMAN İNDİRİM YAPILACAK?

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in de katıldığı bütçe oylamasındaki konuşmasında elektrik ve doğalgaza yapılan zamlara dikkat çekti. 2018 yılında elektriğe yapılan zamların yüzde 40’ı bulduğunu belirten Gürer, “Dolara bağlı artış gerekçesi ortadan kalktığına göre evlere ve iş yerlerine verilen doğal gaz ve elektrik fiyatlarında ne zaman indirim yapacaksınız?” diye sordu.

KAYIP KAÇA BEDELLERİ VE TRT PAYI NE OLACAK?

Gürer konuşmasında vatandaşların büyük tepkisine neden olan kayıp ve kaçak bedellerini de gündeme getirdi. Kayıp-kaçak bedelleri ve TRT katkı payının elektrik faturasında vatandaştan zorla alındığına dikkat çeken Gürer, Bakanlığın bu uygulamadan vazgeçmeyi düşünüp düşünmediğini sordu.

DOĞALGAZDAN ELEKTRİK ÜRETİP DEVLETE SATAN FİRMALARA YAPILAN KIYAKTAN NE ZAMAN VAZGEÇİLECEK?

Doğalgazdan elektrik üreterek kamuya satan özel firmalar için belirlenen asgari ve azami limit uygulamasında haksız kazanç olduğuna vurgu yapan Gürer, “Doğal gaz, enerji üretip devlete satan şirketlerin gün içi fiyat aralığı 0-2 bin kuruş arasıdır. Normal fiyat 180 kuruş ile 300 kuruş aralığındayken dışarıda kar var, fiyat şu anda kaça çıktı? Kışın şirketler bu anlamda arza göre fiyatı patlatıyor. Bu vurgun yaşanmadan önlem düşünüyor musunuz?” şeklinde soru yöneltti.

ÇİFTÇİLERİN ELEKTRİK BORÇLARI

CHP Niğde Milletvekili Gürer ayrıca, “Çiftçiler sulama suyunu yer altından enerjiyle çıkarıyor. Elektrik fiyatını ödeyemeyen icralık çiftçinin elektrik borç faizlerini silmeyi düşünüyor musunuz?” şeklindeki soruya da yanıt istedi.

BAKAN DÖNMEZ: “FİYAT ARTIŞLARI SADECE DÖVİZ ARTIŞINA BAĞLI DEĞİL”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in sorularının bir kısmına TBMM kürsüsünden yanıt verdi. Enerji maliyetlerini nihai tarifelerle belirlendiğine vurgu yapan Bakan Dönmez, “Enerji maliyetlerindeki değişimler azalma yönünde olursa fiyatlar düşüyor, artış yönünde olursa da fiyatlar artıyor. Sadece döviz veya enflasyon etkilemiyor, etkileyen başka unsurlar da var. Maliyetlerin içerisinde yatırım maliyetleri, işçilik giderleri, uluslararası petrol ve doğal gaz fiyatları, emtia fiyatları, bunlar gibi unsurlar bir araya geliyor, hakikaten çok kompleks, sofistike bir hesabı var” diye konuştu.

MALİYET DÜŞERSE İNDİRİM OLUR

EPDK’nin bu hesapları yaptığını ve ardından ortaya çıkan ulusal tarifenin tüm ülkede uygulandığını anlatan Bakan Dönmez, “Maliyetler düşerse indirim olması gayet normal. Biz de zaten bunu için çalışıyoruz. Şu anda yılbaşına daha var. Ekipler maliyetleri tekrar çalışıyorlar ve gözden geçiriyorlar” açıklamasında bulundu.

ENERJİ ÜRETİP SATAN FİRMALARLA İLGİLİ SORU YANITSIZ KALDI

Bakan Dönmez, doğalgazdan elektrik enerjisi üreten ve bu enerjiyi devlete satan özel firmalar için belirlenen asgari ve azama limit uygulamasıyla ilgili soruyu yanıtsız bıraktı.

GÜRER: “VURGUNA ÖNLEM ALIN”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer ise doğalgazdan üretilen elektrik enerjisi için belirlenen asgari ve azami limit uygulamasıyla ilgili olarak bir açıklama yaptı. Gürer, açıklamasında doğalgazdan enerji üretip devlete satan şirketlerin güç içi fiyat aralığının 0 ila 2 bin kuruş arasında olduğuna dikkat çekerek, “ Normal fiyat 180 kuruş ila 300 kuruş aralığındayken hava soğuduğunda ve kar yağdığında fiyat yükseliyor ve kış mevsiminde firmalar arza göre fiyatları artırıyor” dedi.

Geçen yılın ilk üç ayında yapılan bir düzenleme ile asgari ve azami limit olarak 0 ila 500 kuruş arasında fiyat sınırı getirildiğini anımsatan Gürer, üç ayın sonunda bu uygulamanın ortadan kaldırıldığını ve bugün uygulanan 0-2 bin kuruş aralığının yeniden uygulamaya konulduğunu söyledi.

Ömer Fethi Gürer, bu uygulamayı ‘Vurgun’ olarak değerlendirdi ve vurgun yaşanmadan önlem alınması ve gün içi fiyat aralığının sınırlandırılması gerektiğini sözlerine ekledi.

 

 

 

 

 

Kaynak: Borunsesi.com | İlçemizin Gerçek Sesi
Yorumlar (0)